
Astım ile İlgili Mutlaka Bilmeniz Gereken 9 Önemli Bilgi

Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum ve göğüste baskı hissi gibi astım belirtileri, hastalığın en yaygın bulgularıdır. Ancak bu belirtiler başka hastalıklarla karıştırılabildiği için astım teşhisi bazen gecikebilir. Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, astım hastalığı hakkında doğru bilinen yanlışlar ve tedavi süreçlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Astımın kronik bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çalışkan, hastaların uzun süreli ilaç tedavisine ihtiyaç duyabileceğini belirtti. Ancak bu tedavi bağımlılık değil, hastanın astım krizi gibi durumlarla karşılaşmasını önlemek için uygulanır.
Genç hastalarda daha sık görülen astım, genetik, obezite, erkek cinsiyeti gibi kişisel faktörler ve alerjenler, mesleki etkiler, enfeksiyonlar, sigara, hava kirliliği, diyet ve stres gibi çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Astım toplumda kafa karışıklığının yoğun olduğu bir hastalık olduğundan dolayı, Doç. Dr. Çalışkan, astıma dair en çok merak edilen 9 önemli başlığa değindi:
Hamilelik döneminde sigara kullanımı, çocuklarda çocuklarda astım belirtileri riskini artıran bir faktördür. Astım hastalarında pasif içicilik bile, astımın kötüleşmesine ve hastaneye yatışlara sebep olabiliyor. Aktif sigara içiciliği ise astımın kötüleşmesine, hastaneye yatışlara, KOAH gelişimine, solunum fonksiyonlarında bozulmaya, ilaçların etkisinin azalmasına ve hatta ölümlere yol açabiliyor. Oysa sigara bırakıldığında akciğer fonksiyonları iyileşirken havayollarındaki iltihaplanma da azalıyor. Pasif sigara maruziyetinin ortadan kaldırılması, kronik astım belirtileri yaşayan kişilerde şikayetlerin azalmasında etkili olabilir.
Astım nedir sorusunun yanıtı, havayollarında kronik inflamasyon ile seyreden, kendiliğinden geçmeyen bir hastalık olarak özetlenebilir. Astım belirtileri öksürük, nefes darlığı, göğüste baskı hissi ve hırıltılı solunumdur. Bunların şiddeti özellikle alerjenlerle karşılaşma, mevsim değişiklikleri, hava kirliliği ya da viral iltihap ile artabilir. Şikayetler kendiliğinden ya da ilaçlarla kaybolabilir, hatta bazen aylarca olmayabilir. Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var; astım şikayetleri bazen hayatı tehdit edebilecek kadar kötüleşebilir. Belirtiler olmasa ve solunum testleri normal olsa dahi havayolundaki inflamasyon genellikle devam eder ve ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
Şikayetler olmasa ve solunum testleri normal olsa bile, havayolu inflamasyonu devam eder. Klinik olarak astımın remisyon yani baskılanma tabiri, henüz yeni bir tanımlama olup; hastaların bir kısmında, şikayetlerin tamamen kaybolması ve ilaç ihtiyacının en az 1 yıl olmaması olarak belirtiliyor. Ancak bu durum astımın tamamen kendiliğinden iyileştiği anlamına gelmez.
Bir alerjene karşı alerji saptandığında bunun astım şikayetlerini artırıp artırmadığı hastanın öyküsüne göre belirlenir. Eğer alerjen hastanın şikayetlerinde kötüleşmeye yol açmıyorsa, bu alerjenden korunması gerekmez.
Çocuklarda astım belirtileri ile bronşit belirtileri benzerlik gösterebilir. Çocukluk çağında özellikle üst solunum yolu öksürük sendromu, yabancı cisimlerin akciğere kaçması, doğumsal kalp hastalıkları gibi durumlarla ve yetişkin çağda bunlara ek olarak, bronşların kalıcı genişlemesi, ses tellerinin fonksiyon kaybı, KOAH, kalp yetmezliği, diğer akciğer hastalıkları gibi durumlarla karışabilir. Astım ve KOAH’ın birbirinden ayrılması bazen zor olabilir. Ancak genel olarak, astım daha genç yaşta (<40), sigara içmeyen bireylerde görülebilirken; KOAH daha çok ileri yaşta, sigara öyküsü olan hastalarda görülen bir hastalıktır. Birbirinden ayrımında yine solunum testleri kullanılır, astımda değişken hava yolu kısıtlılığı varken, KOAH’ta sürekli kısıtlanma görülür.
Astım kronik bir hastalık olduğu için, uzun süreli ilaç tedavisine gerek duyulur. Bu bir bağımlılık değil, aksine hastanın şikayetlerini kontrol altına alabilmek için yapılan bir tedavi şeklidir. Astım şikayetleri tamamen kontrol altına alındığında, bazı durumlarda hekimin önerisiyle, sadece ihtiyaç halinde ilaç kullanımına geçilebilir. Bu durum da ilaçların bağımlılık yapmadığının göstergesidir.
Astım ilaçları doğru şekilde kullanılmadığında, etkisi yeterince görülemez ve astım atak tedavisi gerektiren durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle ilaçların kullanım şekli her kontrolde hekime gösterilmeli ve gerektiğinde hastaya tekrar anlatılmalıdır. Hastanın hekime her gelişinde, ilacını doğru kullanıp kullanmadığı sorgulanmalı, gerekirse ilacını muayene esnasında kullandırarak, yanlışları tespit edilip hastaya doğrusu anlatılmalıdır.
Alerjik astım belirtileri genellikle çocukluk çağında görülür ve ailede egzama, alerjik burun akıntısı gibi durumlar bulunabilir. Bunun dışında alerjik olmayan astım, yetişkin dönemde tanı konulan astım ve obezite ile ilişkili astım gibi durumlar alerjik olmayabilir.
Astım tanısı için alerji testlerinin gerekliliği yoktur. Çünkü alerji testi sonucunda çıkan her alerji, mutlaka astım şikayetlerine yol açmaz. Alerji testi, tedavi ile kontrol altına alınamayan hastalarda farklı hastalıkların araştırılmasında kullanılabilir.
#astım #astım belirtileri #astım ilacı #astım nedir #alerjik astım belirtileri #psikolojik astım belirtileri #astım bronşit belirtileri #astım tedavisi #astim krizi #kronik astim belirtileri #çocuklarda astım belirtileri #astım atak tedavisi #astım başlangıcı #astım hastalarının yememesi gerekenler
Nobel İlaç’ın Sağlık Profesyonellerine Yönelik Dijital Platformu