Alerjik Rinit’in Bilinmeyen Yönleri: Çiftlik Etkisi

ar-ciftlik-thumbnail-080623

İnsanların çoğu, kışın soğuk ve kasvetli günlerinden bunaldığında, kendini Bahar mevsiminin gelecek olmasıyla teselli eder çünkü Bahar mevsimi birçok insan için; umudu, coşkuyu, yeniden canlanmayı, rengarenk çiçekleri, taze çimen kokusunu ve sıcacık duyguları temsil eder. Oldukça heyecan verici olan bu süreç bazı insanlar tarafından ne yazık ki aynı heyecanla karşılanmamaktadır.

Tıp literatüründe ‘’ Alerjik Rinit’’ olarak geçen hastalığa sahip insanların vücutları, Bahar’ın güzelliğini rahatça yaşamalarını engelleyecek tepkiler vermektedir. Bu yüzden AR sahibi bireylerin hayat konforunu arttırmak ve onların doğanın muhteşem dönüşümündeki heyecana ortak olmalarını sağlamak için AR hakkındaki tedavi ve gelişmeleri takip etmek oldukça önemlidir.


Alerjik Rinit Nedir?

Alerjik Rinit (AR), inhale alerjenlerin neden olduğu burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve burun kaşıntısı semptomları ile karakterize, mukozal inflamasyonu içeren bir üst solunum yolu hastalığıdır. Dünya’da her altı kişiden birinde bulunan AR, hastaların hayat konforunu olumsuz yönde etkilemektedir.1


Alerjik Rinit’in Tarihçesi

"Alerjik Rinit" terimi, Yunanca kökenli kelimelerin birleşiminden oluşur. "Alerji" kelimesi, Yunanca "Allos" (farklı) ve "Ergon" (reaksiyon) kelimelerinden türetilmiştir ve vücudun normalde zararsız olan maddelere karşı aşırı duyarlılık göstermesini ifade eder. "Rinit" ise Yunanca "Rhis" (burun) kelimesinden türetilmiştir ve burnun iltihaplanmasını ve semptomlarını ifade eder. Bu nedenle "Alerjik Rinit" terimi, burnun alerjik reaksiyonlarla ilişkili olarak iltihaplandığı ve semptomlarının ortaya çıktığı durumu ifade eder.2

AR, aynı zamanda halk tarafından ‘’Saman Nezlesi’’ olarak da bilinir. Bu terim ise ilk olarak 1828'de İngiliz saman mevsiminde semptomlarının kötüleştiğini fark eden İngiliz doktor Dr. John Bostock tarafından icat edilmiştir.2

İlk başlarda, Alerjik Rinit (AR) sadece solunum yoluyla ilgili bir hastalık süreci olarak kabul edilmekteydi. Ancak daha sonraki araştırmalar ve birleşik hava yolu teorisi, AR'nin sistemik alerjik yanıtın bir parçası olduğunu ve astım veya atopik dermatit gibi diğer ilişkili durumlarla ilişkili olduğunu göstermiştir.3 Bu teori, altta yatan bir sistemik patolojiyi paylaşan bu hastalıkları bir araya getirerek AR'nin daha kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlamıştır.


Alerjik Rinit Sadece Bahar Mevsimi’nde Ortaya Çıkmaz!

Alerjik Rinit, mevsimsel (aralıklı) veya yıllık (kronik) olarak gözlemlenebilir. Mevsimsel AR, özellikle polenlerin yaygın olduğu bahar ve yaz mevsimlerinde ortaya çıkar ve aynı mevsimlerde tekrarlar. Öte yandan yıllık AR, yıl boyunca devam eden semptomlara sahiptir ve genellikle ev tozu akarları, küf sporları veya hayvan tüyleri gibi sürekli maruz kalınan alerjenlere bağlıdır.4

Yapılan çalışmalarda, alerjik rinit vakalarının yaklaşık %20'sinin mevsimsel özellik gösterdiği, %40'ının ise sürekli semptomlarla seyrettiği gözlemlenmiştir. AR vakalarının %40'ının ise her iki tipin özelliklerini taşıdığı belirtilmiştir.4


Alerjik Yanıt Nasıl Oluşur?

Alerjik Rinit, alerjenlere maruz kaldıktan sonra vücudun verdiği bir tepkidir. Erken ve geç faz reaksiyonları olmak üzere iki aşamada sınıflandırılır.3 İlk tepki, alerjene maruz kalındıktan sonra 5 ila 15 dakika içinde alerjenin bağışıklık sistemimizde önemli rolü olan mast hücrelerinin yüzeyinde bulunan IgE ile bağlanmasıyla mast hücrelerinin "degranülasyonu" adı verilen bir süreçle gerçekleşir. Bu süreçte mast hücresi içinde küçük kesecikler içinde yer alan histamin adı verilen bir madde de dahil olmak üzere çeşitli maddelerin salınmasına neden olur.

Histamin, burun içindeki sinirleri uyararak hapşırma ve burun akıntısına yol açar. Diğer maddeler ise kan damarlarının üzerinde etkili olarak burun tıkanıklığına katkıda bulunurlar.

İlk tepkiden yaklaşık 4 ila 6 saat sonra, mast hücrelerinden bazı sitokin denilen, hücreleri uyarıcı maddeler salınır. Bunlar arasında İnterlökin 4 (IL-4) ve İnterlökin 13 (IL-13) gibi maddeler bulunur ve geç tepkinin gelişimini gösterir. Bu sitokinler, özellikle eozinofil adı verilen hücrelerin ve bazı lenfositlerin aktivasyonunu tetikler. Bu da burun mukozasında iltihaplanmaya ve şişmeye yol açabilir.5

 

Alerjik Rinit’in Risk Faktörleri

AR, gelişimi için bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bunlar arasında ailede atopi öyküsü, erkek cinsiyet, alerjene özgü IgE varlığı, 6 yaşından önce serum IgE düzeyinin 100 IU/mL'nin üzerinde olması ve daha yüksek sosyoekonomik durum yer almaktadır6. Küçük çocuklarda yapılan araştırmalar, yiyeceklere veya formül formüllere erken başlama ve/veya yaşamın ilk yılında yoğun sigara dumanına maruz kalma durumunda AR riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.3

Son zamanlarda yapılan çalışmalar, kirlilik ile AR gelişimi arasındaki ilişkiyi değerlendirmiş olsa da henüz anlamlı bir bağlantı bulunamamıştır. Ancak ilginç bir şekilde, AR gelişimini önleyebilecek belirli faktörler olduğu tahmin edilmektedir. Mesela emzirmenin AR gelişimindeki etkisi bu konulardan birisidir ve hala araştırılmaktadır.

Çocuklukta evcil hayvanlardan kaçınmanın AR'yi önlediğine dair kesin kanıtlar bulunmamaktadır. Bununla birlikte, erken evcil hayvan maruziyetinin bağışıklık toleransını artırabileceği düşünülmektedir. Son yıllarda alerjilerin gelişimi üzerinde "çiftlik etkisi" adı verilen bir konuya artan ilgi vardır.

Yaşamlarının ilk yıllarında bir çiftlikte yaşayan bireylerde, alerjik rinit riskinin %40 daha düşük olduğunu gösteren 8 bilimsel çalışmanın ortak bir değerlendirmesi bulunmaktadır. Bu faktörlerin AR gelişimi üzerindeki etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Ancak bu veriler, AR risk faktörlerinin ve koruyucu faktörlerin tanınmasının, hastalığın önlenmesi ve yönetimi açısından önemli olabileceğini göstermektedir.

Sonuç olarak, AR gelişiminde birçok risk faktörü bulunmasına rağmen, henüz tam olarak anlaşılmayan birçok etkileşim ve mekanizma bulunmaktadır. Risk faktörüne sahip olan bireyler daha dikkatli olmalıdır. Gelecekteki araştırmalar, AR'nin gelişimine katkıda bulunan faktörlerin daha iyi anlaşılmasına ve bu hastalığın önlenmesi ve yönetimi için daha etkili stratejilerin geliştirilmesine yardımcı olacaktır.

Kaynakça:

  1. Brozek JL, Bousquet J , Agache I , et al. Alerjik Rinit ve Astım Üzerindeki Etkisi (ARIA) kılavuzları-2016 revizyonu. J Alerji Kliniği İmmunol. 2017;140: 950-958.
  2. https://ent-surgery.com.au/what-are-allergies/
  3. Kakli HA, Riley TD. Alerjik rinit. Prim Bakımı. 2016 Eylül; 43 (3):465-75. 
  4. Skoner DP. Alerjik rinit: tanım, epidemiyoloji, patofizyoloji, teşhis ve teşhis. J Alerji Kliniği İmmunol. 2001 Temmuz; 108 (1 Ek):S2-8.
  5. Pawankar R, Mori S, Ozu C, Kimura S. Allerjik rinitin patomekanizmalarına genel bakış. Asya Pac Alerjisi. 2011 Ekim; 1 (3):157-67. 
  6. Min YG. Alerjik rinitin patofizyolojisi, tanı ve tedavisi. Alerji Astım İmmünol Arş. 2010 Nisan; 2 (2):65-76. 
  7. Tran NP, Vickery J, Blaiss MS. Rinit yönetimi: alerjik ve alerjik olmayan. Alerji Astım Immunol Res. 2011 Temmuz; 3 (3):148-56. 
  8. Wise SK, Lin SY, Toskala E, Orlandi RR, et al. Alerji ve Rinoloji Konusunda Uluslararası Mutabakat Beyanı:Alerjik rinit.Int Forum Alerji Rhinol. 2018 Şubat; 8 (2):108-352

Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak ve hizmetlerimizi daha etkin sunmak için, üçüncü kişilere ait olanlar da dahil, çerezler ve benzer teknolojiler kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Gizlilik Politikası’nı ve Çerez Politikası’nı. inceleyebilirsiniz.