
Dünya’da ve Türkiye'de Karaciğer Nakli

Karaciğer nakli, hasarlı veya hastalıklı bir karaciğerin bir donörden alınan sağlıklı bir karaciğerle değiştirilmesini içeren karmaşık bir cerrahi prosedürdür. Karaciğer nakli sonrası yaşam, hastanın genel sağlığı, bağışlanan karaciğerin kalitesi ve nakil sonrası bakım gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Karaciğer nakli şartları hastanın tıbbi durumuna göre belirlenir ve nakil sürecinin düzenli bir şekilde işlemesi gerekir.
Türkiye'de nakil için organ temini, Türkiye Ulusal Nakil Koordinasyon Merkezi tarafından koordine edilmektedir. Bu merkez, organ bağışı teşvikinden, kadavradan karaciğer nakli sırası ve organların dağıtımına kadar birçok süreci yönetir. Karaciğer nakli için donör şartlarına uygun olan bireylerden organ temini yapılır ve bu organlar, ulusal bekleme listesine göre dağıtılır. Organlar, hastanın durumunun ciddiyeti, organ uyumu ve bekleme süresi gibi faktörlere göre tahsis edilir.
Karaciğer nakli sonrası vericinin durumu, genellikle ameliyat sonrası kısa bir iyileşme süreci gerektirir ve vericiler için belirli riskler mevcut olabilir. Türkiye'de kadavradan karaciğer naklinin oranı nispeten düşük olup, 2020'de gerçekleştirilen 1.371 karaciğer naklinin 150'si canlı vericilerden yapılmıştır. 2022 yılında bu rakam 1.610 karaciğer nakline ulaşmış ve nakillerin çoğu yine kadavradan karaciğer nakli yoluyla gerçekleşmiştir.
Türkiye, deneyimli cerrahlar ve tıp uzmanları ile iyi gelişmiş bir sağlık sistemine sahiptir. Türk hastaneleri, dünyanın dört bir yanından karaciğer nakli arayan hastalar için popüler varış noktaları haline geldi. Türkiye’de karaciğer nakli başarı oranının yüksek olduğu, ilk yılda %90'ın üzerinde, beşinci yılda ise yaklaşık %75'in üzerinde sağkalım oranı olduğu bildirilmektedir. Genel olarak, karaciğer nakli Türkiye'de iyi bir başarı oranı ve diğer birçok ülkeye kıyasla nispeten kısa bekleme süresi ile köklü ve başarılı bir prosedürdür. Karaciğer nakli sonrası yaşam süresi, düzenli takip ve iyi bir yaşam tarzıyla önemli ölçüde artabilir.
Türkiye'de karaciğer nakli maliyeti, Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa gibi diğer ülkelerle karşılaştırıldığında nispeten uygun olup, daha düşük maliyetle yüksek kaliteli tıbbi bakım arayan hastalar için onu cazip bir seçenek haline getirmektedir. Son 10 yılda, Türkiye'deki karaciğer nakillerinin sayısı, tıbbi teknolojideki ilerlemeleri ve gelişmiş sağlık altyapısının bir yansıması olarak istikrarlı bir şekilde artmaktadır.
Dünya çapında karaciğer nakli sayısı yıllar içinde artış göstermektedir. 2019'da Global Observatory on Donation and Transplantation raporuna göre, dünya genelinde 40.801 karaciğer nakli gerçekleştirilmiştir. Ancak organ bağışının yetersizliği nedeniyle, birçok hasta bekleme listesindeyken organ bulamadan yaşamını yitirmektedir. Her yıl, bekleme listesindeki hastaların %5 ila %10'u organ bulunamadığı için hayatını kaybetmektedir.
Karaciğer nakli oranları, ülkeler arasındaki tıbbi altyapıya, organ bağışı oranlarına ve nüfus büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Hindistan, Brezilya ve İspanya, karaciğer nakli konusunda önde gelen ülkeler arasında yer alır. ABD’de karaciğer nakli sırası bekleyen hastalar, organ bulma sürecinde zorluklar yaşayabilir. Ayrıca karaciğer nakli yaş sınırı, her ülkede farklı düzenlemelere tabi olabilir.
Türkiye'deki 2010’da karaciğer nakillerinin %27'si canlı vericiden yapılırken, günümüzde neredeyse %85’i canlı vericiden yapılır.
Bazı ülkelerde, kadavradan karaciğer nakli sayısının azlığı nedeniyle canlı vericiden karaciğer nakli daha yaygındır. Türkiye'de olduğu gibi Asya ülkelerinde de bu oran oldukça yüksektir. Örneğin, Güney Kore’de karaciğer nakillerinin %75'i canlı vericilerden yapılmaktadır. ABD’de bu oran %26’dır. Türkiye’de ise canlı vericiden nakil oranı, yüksek başarı oranlarıyla birlikte artmaya devam etmektedir. Karaciğer nakli sonrası vericinin durumu ise genellikle dikkatle izlenir ve vericiler birkaç hafta içinde normal yaşamlarına dönebilir.
Türkiye’de kadavradan karaciğer nakli sayısı dünya genelindeki diğer ülkelere kıyasla düşük kalmaktadır. Milyon nüfus başına sadece 7 kadavra donör düşmektedir. Bu düşük oran, organ bağışı bilincinin artırılması gerektiğini göstermektedir. Karaciğer nakli riskleri, kadavra ve canlı vericiler için değişiklik gösterebilir; bu nedenle her iki durumda da dikkatli bir cerrahi müdahale gereklidir.
Bakanlık, daha fazla insanı organ bağışına teşvik etmek amacıyla kamuoyunda farkındalık yaratmak için çalışmaktadır. Türkiye'de organ bağışını artırmak, hem nakil bekleyen hastaların yaşam süresini uzatabilir hem de genel karaciğer nakli başarı oranını artırabilir.
Organ Bağışı Hayat Kurtarır, Bir Organ, Bir Hayat!
Kaynakça
#KaraciğerNakli #SağlıkİçinDeğer #Nobelyum #karaciğer nakli sonrası vericinin durumu #karaciğer nakil sonrası yaşam #karaciğer nakli şartları #karaciğer nakil sonrası
Nobel İlaç’ın Sağlık Profesyonellerine Yönelik Dijital Platformu