Solunum Yollarının Sinsi Tehdidi: Astım ve Risk Faktörleri

astim-thumbnail-080623

Astım, tüm yaş gruplarında önemli bir küresel sağlık sorunudur. Dünyada 300 milyondan fazla astım hastası olduğu bilinmektedir ve özellikle çocuklar arasında birçok ülkede astım prevalansının giderek artacağı tahmin edilmektedir1

Bazı ülkelerde hastaneye yatış ve astımdan kaynaklanan ölümlerde bir düşüş görülse de astım hala sağlık sistemleri için oldukça büyük bir yüktür. Özellikle, düşük ve orta gelire sahip olan ülkelerde tanı konması zaman aldığı için tedavi edilmesi zaman alır.2 Yetersiz tedavi edilen astım hastalarında ise uyku bozukluğu, gün içinde yorgunluk, üretkenlikte azalma gibi hayat konforunu olumsuz yönde etkileyen semptomlar gözlemlenir.3 Bu yüzden astım konusunda bilinçli olmak ve hastaların doğru tedavi almasını sağlamak oldukça önemlidir.


Tarihin İlk Yıllarından Günümüze Gelen Bir İsim: Asthma

‘’Astım’’ terimi ilk olarak Hipokrat tarafından MÖ 5.yüzyılda kullanılmıştır. "Asthma" olarak da bilinen kelimenin kökeni, "sıkışmak" veya "daralmak" anlamına gelen Yunanca "asthma" kelimesine dayanır.4

Kelime anlamından da anlaşıldığı gibi Astım, solunum yollarını etkileyen bir kronik inflamatuar hastalıktır. Hastaların yaklaşık %75'inde atopi (alerji eğilimi) bulunur. Astım, tekrarlayan hırıltı, öksürük ve nefes darlığı epizotlarıyla kendini gösterir.1


Astım Hastalığının Ortaya Çıkmasında Etkili Olan Faktörler

Astımın oluşumunda birden fazla faktör etkilidir ve genellikle çevresel etkenler, genetik yatkınlık ve alerjik reaksiyonlar gibi faktörler bir araya gelerek hastalığın gelişimine katkıda bulunur bu yüzden her bireyde farklı belirtiler ve tetikleyicilerle ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmalarda astım gelişimine sebep olan birkaç risk faktörü detaylıca araştırılmıştır.


1) Tütün Kullanımı:

Aktif sigara içmenin astım gelişimiyle açık bir ilişkisi olduğunu gösteren birçok çalışma mevcuttur. Özellikle kadınlar arasında sigara içenler astım riski altındadır. Sigara içen astımlı bireylerde astım kontrolü sağlamak daha zordur çünkü sigara, hava yolu inflamasyonunu değiştirir ve kortikosteroid tedavisine direnç oluşturma ihtimali yüksektir.

Ayrıca, sigaraya maruz kalmanın çocuklarda da astım riskini arttırdığı düşünülmektedir. Sigara yasağı ile çocukluk çağı astımında hastaneye yatışlarda belirgin bir azalma olması ise bunu kanıtlar niteliktedir.5


2) Hava Kirliliği:

Astım hastalığı çoğu zaman havadaki zararlı gazlarla ve alerjen maddelerle ilişkilendirilmektedir. Kırsalda hava daha temiz olduğu için şehirli çocuklar arasında astım yaygınlığı ve hastalık şiddeti, kırsal bölgelerdeki çocuklara göre daha yüksektir. Havayı kirleten gazlar için önlem alınmasıyla astım semptomlarında iyileşme sağlanabileceği düşünülmektedir.6


3) Obezite:

Obezite, mekanik olarak akciğer fonksiyonunu azaltarak nefes darlığı ve astım semptomlarına neden olabilir. Yapılan çalışmalar, astımın obez hastalarda ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olduğunu ve astımı olan obez bireylerde sağlık durumunun bozulduğunu, bu tür astımlıların daha fazla semptom yaşadığını, yaşam kalitesinin daha kötü olduğunu ve astım şiddetinin arttığını açıkça göstermiştir.7 


4) Mesleki Risk Faktörleri:

Çalışma ortamı, astımlı hastalar için hem astım gelişimi açısından hem de hastalığın şiddetlenmesi açısından önemli bir potansiyel risk faktörüdür. Mesleki astım ise genellikle teşhis edilemeyen ve rapor edilmeyen bir astım türüdür ve fark edilmediğinde hastalığın ilerlemesine ve morbiditenin artmasına yol açabilir.8  Mesleki astım tanısı, çalışanın istihdamı, sağlığı ve sosyoekonomisi üzerinde önemli etkilere sahiptir ve astım kontrolü kötü olan her hastada dikkate alınmalıdır.


5) Enfeksiyonlar:

Astımlı hastalar, viral ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı daha hassas olabilir. Viral enfeksiyonlar, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının en yaygın nedenidir ve çocuklarda astımın gelişimine katkıda bulunabilir. Virüsler, hışıltılı solunum ve astım semptomlarına neden olabilir. Bunun nedeni, astımlı kişilerin bağışıklık sisteminin zayıf olması ve alerjik reaksiyonlara eğilimli olmasıdır. Bakteriyel mikrobiyomun viral enfeksiyonlara karşı bağışıklık tepkilerini nasıl etkilediği hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.9


6) Hijyen Hipotezi:

Hijyen hipotezi, artan hijyen düzeyi ve azalan enfeksiyonlara maruziyetin alerjik hastalıkların artışıyla ilişkili olabileceğini öne sürer. Tekrarlanan patojen maruziyetinin bağışıklık sistemi üzerinde koruyucu bir etkisi olabilirken, bazı durumlarda hastalığın şiddetini artırabilir. Ancak, hijyen hipotezi daha fazla araştırmaya ihtiyaç duymaktadır.


7) Stres:

Stresin astım veya astım morbiditesi ile ilişkili olabileceğini düşündüren kanıtlar vardır. Genetik faktörlerin, stresin etkileriyle duyarlılık geliştirebileceği düşünülmektedir. Travmatik olaylara maruz kalan bireylerde, PACAP-PAC1 reseptör yoluyla ilişkili genetik ve biyokimyasal değişikliklerin olabileceği düşünülmektedir. Bu da astımı tetikleyen faktörlerden birisidir. 


8) Genetik Faktörler:

Astım hem genetik faktörlerin hem de çevresel etkenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan karmaşık bir hastalıktır. Daha önce yapılmış olan çalışmalar, astım riskinin genetik yatkınlığa bağlı olduğunu göstermektedir. Bazı genler, örneğin beta2 adrenerjik reseptör geni ve bağışıklık sistemiyle ilgili diğer genler, astım riskiyle ilişkilendirilmiştir. Genom çapında yapılan çalışmalar da astımın genetik temellerini incelemiştir. Bu çalışmalar, farklı gen varyasyonlarının astımın başlangıcını, şiddetini ve tedaviye olan yanıtını etkileyebileceğini göstermiştir. Ancak, astımın tam olarak nasıl geliştiği ve genetik faktörlerin rolü hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.10

Sonuç olarak, astımın gelişiminin genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin bir araya geldiği karmaşık bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. Astımın önlenmesi ve yönetimi için bu risk faktörlerinin bilinmesi ve uygun önlemlerin alınması büyük önem taşır. Daha fazla bilinçlendirme, araştırma ve eğitimle astımın etkisini azaltabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürmeyi sağlayabiliriz.



Kaynakça:

  1. Amerikan Akciğer Derneği . Astım ve Çocuklar Bilgi Formu. Eylül 2014
  2. World Health Organization, Asthma,  4 May 2023
  3. Global Strategy for Asthma Management and Prevention, 2023.
  4. HH Patel, M.Pharm., News Medical Health, Asthma History, March 2023.
  5. Rabe KF, Adachi M, Lai CKW ve ark. Çocuklarda ve yetişkinlerde dünya çapında astımın şiddeti ve kontrolü: küresel astım içgörüleri ve gerçeklik araştırmaları 
  6. Eggleston PA, Butz A, Rand C, et al. Şehir içi astımda ev ortamı müdahalesi: randomize kontrollü bir klinik çalışma . Ann Alerji Astım İmmunol . 2005; 95 :518–524.
  7. Weiss St. Obezite: astımın kökenlerine dair içgörü . Nat İmmünol . 2005; 6 :537–539.
  8. Sutherland ER, Goleva E, Strand M, et al. Astımda vücut kitlesi ve glukokortikoid yanıtı . Am J Respir Crit Care Med . 2008; 178 :682–687
  9. Fuchs O, von Mutius E. Doğum öncesi ve çocukluk çağı enfeksiyonları: çocukluk çağı astımının gelişimi ve tedavisi için çıkarımlar . Lancet Resp Med . 2013: 1 :743–754
  10. Duffy DL, Martin NG, Battistutta D, Hopper JL, Mathews JD. Avustralya ikizlerinde astım ve saman nezlesi genetiği . Am Rev Respir Dis . 1990; 142 ( 6 Puan 1 ):1351–1358
     

Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak ve hizmetlerimizi daha etkin sunmak için, üçüncü kişilere ait olanlar da dahil, çerezler ve benzer teknolojiler kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Gizlilik Politikası’nı ve Çerez Politikası’nı. inceleyebilirsiniz.